Doğaya çıkan insan sayısı arttıkça, doğa sporları da kabuk değiştiriyor, çeşitleniyor… Bir gurup insan; gelişen bilim ve teknolojinin sağladığı imkanlar sonucu ortaya çıkan yepyeni doğa sporu türlerini yapmaya yöneliyor…
Wingsuit(Yarasaya benzeyen özel bir kıyafetle serbest atlama), Skydiving (Uçaktan atlama), Yamaç Paraşütü vb… Bir gurup insansa her türlü teknolojiyi reddedip, atalarımızın milyonlarca yıllık zor yaşamını deneyimlemeye çalışıyor.
Bu çeşitlenmeden nasibini alan bir dalda kampçılık… Artık araba ile kamp yerine kadar her türlü malzemenin, dolayısıyla her türlü konforun taşınabildiği klasik kampçılık dışında, yeni yeni kampçılık türleri gelişiyor. İşte bunlara bazı örnekler…
HAYATI İDAME KAMPI (SURVIVAL CAMPING)
Şehirdeki tüm konforu doğaya taşarak yapılan klasik kampçılıktan farklı olarak, SURVIVAL KAMP’ta her şey evde bırakılarak doğaya çıkılıyor… Doğada yaşamak için gerekli olan 3 temel ihtiyaç, yani su, yiyecek ve barınak, tamamen doğadan temin ediliyor. Bazen sadece bir bıçak ve biraz su alınıyor. Bazen onlar bile alınmıyor. Ateş ilkel yöntemlerle yakılıyor. Yiyecek doğadaki bitkilerden ya da avlanarak sağlanıyor. Avlanmak için ihtiyaç duyulan silahlar da tamamen doğal imkanlarla yapılıyor. (Ok/mızrak) Eğer yiyecek temin edilemezse aç kalınıyor…
Bu kampçılık türüne yeni başlayanlar, genellikle uygun bir mevsimde ve su sorunu olmayan ıssız bir bölgede kamp kurup. ihtiyaçlarını o bölgeden temin etmeye çalışıyorlar. Kamp yeri değiştirmiyorlar. Daha deneyimliler ve kendine güvenenler ise, ilkel avcı ve toplayıcı atalarımız gibi hareket halinde dolaşarak her gece yeni bir bölgede kamp kuruyorlar.
Doğaya çıkma amacına uygun ve hayatta kalma becerilerini inanılmaz derecede geliştirecek, mükemmel bir kamp türü. Ancak o derecede de zor ve çok sağlam bir irade gerektiriyor. Hareket halinde yapılan türü ise, çok iyi bir deneyiminiz yoksa oldukça riskli olabilir… Hemen denemeye kalkmayın.
GİZLİ KAMP (STEALTH CAMPING)
Bu kamp türü, genellikle yaban yaşam fotoğrafçılığı/kameramanlığı yapanlar ile yaban yaşam üzerine bilimsel araştırmalar yapanlar için uygun bir kamp türü… Zaten onlar işlerinin gereği bu tür bir kamp yapmaya mecburlar. Bir de ağırlıklı olarak bisikletçiler kullanıyor. Çünkü bisikletçiler genellikle yol kenarlarına yakın kamp yapmak mecburiyetinde kaldıklarından, insana yani suça karşı güvenlik açısından oldukça riskli bir pozisyonda bulunuyorlar. O nedenle gizli kamp yapmak, onlar açısından çok doğru bir yöntem. Ancak yaban yaşamla ya da bisikletçilikle hiç ilgisi olmayan pek çok insanda, Rambo türü Hollywood filmlerinin etkisine kapılıp bu kamp türüne yöneliyor. Hatta epey yaygın olduğunu söyleyebilirim. Öylesine ki onlar için özel malzemeler bile üretilip satılıyor.
Bu kamp türünde, genellikle özel mülk olan bir arazide ya da kamp kurmanın yasak olduğu bir milli park bölgesinde kamp kuruluyor. Amaç görünmez bir hale gelerek, yakalanmadan 3-5 gün orada barınmak. Barınakları saklamak için bitki örtüsü ve hatta özel kamuflaj ağları kullanılıyor. Kamuflaj kıyafetleri giyiliyor. Kendini iyice kaptıranlar ellerini, yüzlerini boyuyor. Ateş ve ışık geceleri görünmemek için kullanılmıyor. Gürültü yapılmıyor, her türlü iz örtülüyor.
Böyle bir kampı insanlar, bisikletçi ya da yaban hayat fotoğrafçısı/araştırmacısı değillerse neden yaparlar, pek anlayamıyorum. Bana tuhaf, hatta saçma geliyor. Ama ne bileyim, belki de benim aklıma gelmeyen bir mantığı vardır…
SIRTÇANTALI KAMP (BACKPACKING CAMPING)
Bu kamp türü, doğa yürüyüşü/dağcılık ile bağlantılı bir kamp türü. Esasa amaç kamp kurmak değil, bir hedefe ulaşmak. Bu hedef uzun süre yürüyerek ulaşılacak bir yer olduğu gibi, tırmanılacak bir dağ zirvesi de olabilir. Kamp, bu hedefe ulaşabilmek için yapılması gereken faaliyetlerin sadece küçük bir parçası…
Doğa yürüyüşçüsü ya da dağcı, ihtiyaç duyduğu her türlü malzemeyi sırtında taşır. Gün boyu yürür ya da tırmanır. Akşam olunca kampını kurar, yemeğini yer ve dinlenir. Ertesi gün kampı toparlayarak hedefe doğru yürümeye ya da tırmanmaya devam eder. Bu döngü hedefe varıncaya kadar devam eder.
Benim en sevdiğim ve fiilen yaptığım kamp türü bu. (Zaman zaman istisnaları olsa da) Gün boyu sırtta çanta yürüdükten sonra yapılan bir kamp, bana hak edilmiş bir ödül gibi geliyor. Hedefe biraz daha yaklaşmanın keyfi, yorgun ayakların huzura kavuşması, yanan ateşin çıtırtıları, etrafta öten, uluyan hayvanların seslerini dinlemeyi sonuna kadar hakettiğim duygusuna kapılıyorum…
KANO KAMPI (CANOE CAMPING)
Özellikle nehirlerin ve göllerin çok bol olduğu Kuzey Amerika kıtasında çok yaygın bir kampçılık türü. Temel mantığı sırtçantalı kampçılık ile aynı. Tek fark yürüyerek değil de, kanoyla ve su üzerinde yapılıyor olması. Amaç uzak bir hedefe, kano ile su üzerinden, akıntı yardımıyla ya da kürek çekerek ulaşmak. Akşamları kano sahile çekiliyor ve kamp kuruluyor. Sabah kürek çekmeye devam. Her gece nehir kıyısında kamp yapmak, harika…
UÇURUM KAMPI (CLİFF CAMPİNG)
Kaya tırmanıcıların bir kaç günlük tırmanışlarında uyguladıkları çılgın bir kamp türü. Tepeden asılabilen özel bir çadıra gereksinim gösteriyor. Çadır, dimdik bir uçurumun ortasında kurduğunuz bir istasyona asılıyor. Yerden yüzlerce metre yükseklikte, hayatınız bir ipin ucuna bağlı olarak kamp yapıyorsunuz. Yani full adrenalin… Ancak sadece kaya tırmanışçılarınn yapabileceği bu kamp türü, zamanla şekil değiştirerek kaya tırmanıcı olmayanlar tarafından da yapılmaya başlandı. Çadır artık ağaçlara asılıyor ve merdivenle çıkılıp iniliyor. Değişik bir deneyim olabilir.
KOVBOY KAMPI (COWBOY CAMPING)
Bu Amerikan western filimlerinde seyrettiğiniz, kamp ateşi başında, açık havada yatılarak yapılan kamp türü. Gece yıldızları seyretmek açısından mükemmel… Yazın sık sık bu tip kamplar yapıyorum. Harika olduğunu söyleyebilirim. Ancak sinekler ve kötü hava bu kamp türünün en büyük düşmanı.
Elbette daha farklı kampçılık türleri var. Karavan Kampçılığı, Araba kampçılığı, Camping kampçılığı, Glamping (lüx kampçılık) vb… Ama sanırım bunları doğa sporlarının dışında değerlendirmek daha doğru olur.
İlk Yorumu Siz Yapın